Türk Edebiyatından Kedi Metinleri
“Bu mühim kusuruyla beraber Tosun’u bir kedi gibi değil; bir refik, hatta yegâne bir refik-i sadık sıfatıyla severdim ve hissederdim ki o da beni alelade değil, bütün hüviyet-i manevisinin merbutiyetiyle seviyordu.”
Geçmiş Zaman Kedileri, 1870’lerden 1950’lere hayvanların edebiyatta nasıl temsil edildiği sorusuna kedi hikâyeleriyle cevap veriyor. Ahmet Haşim’den Halit Ziya Uşaklıgil’e, Fatma Münire’den Osman Cemal Kaygılı’ya, Hüseyin Rahmi Gürpınar’dan Ahmet Midhat’a uzanan metin derlemesinde şehir deneyimiyle kedi hikâyeleri iç içe geçiyor, böylece kitap, İstanbul sokaklarında ve konaklarında gezinen, insanlara refakat eden kedilerin rehberliğinde bir çeşit seyir defterine dönüşüyor. Kedilerle kurulan arkadaşlıklar ve kedilere yönelik düşmanlıklar, yoldaş ve tekinsiz kediler, bu metinler arasında dolaşırken yüz yıl öncesinde insan kedi ilişkilerinin serencamını da resmediyor.