Bir toplumda huzur, düzen ve insicamın olması isteniyorsa, kuşkusuz bunun için iyi bir yöntem ve yargıya ihtiyaç vardır. Allah (c.c.) Müslümanlar’ın İslami kurallar ile yönetilmesi, idare edilmesi için insanlar içerisinde Hz. Muhammed’i (s.a.s.) görevlendirmiştir. Direkt Allah (c.c.) tarafından seçilen bu kutlu insan, Rabbinin kontrolü altında bir İslam toplumu oluşturmayı başarmıştır. O’nun yönetme ve yargılama metodu hem kendi asrı için hem de tüm asırlar için dinine mensup olanlar tarafından mutlak surette benimsenmiştir. Kendinden sonra yönetici olarak seçilenler de onun izinden yürümeye gayret göstermişlerdir. Biz de bu toplumda olması gereken yönetme ve yargı erklerini hadisler çerçevesinde ele almaya ve bu iki hususa rivayetler ışığında mercek tutmaya karar verdik. Gayemiz mensubu olmakla gurur duyduğumuz İslam dininde bu iki önemli mevzunun Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yaşamında ve akabinde nasıl ele alındığını tespit etmektir.