"Oysa akreple yelkovan başlangıcın ve sonun olmadığı bir mekânda birbirlerine kavuşmaya çalışıyor. Biri sürekli bekliyor, ötekiyse bekleyeni arıyor. Benim gibi sen de onların hep ileriye gittiğini düşünüyorsun. Beni bekleyen kusursuz bir hayatın olduğunu ve onu mutlaka bulacağımı zannederek arayışlarıma devam ettiğim günlerde hissettiğim gibi, zamanın önce ileriye sonra da sana doğru aktığına ; yaşamın senin arzularında son bulacağına inanıyorsun." Lal Kitap adlı aseriyle Duygu Asena Roman Ödülü'nü kazanan Nur Yazgan, insana dair sırları ifşa etmeye devam ediyor. Yazgan, Zamanın Kokusu'nda ölümü bir gölgeye dönüştürüp kendisinden köşe bucak kaçan insanların arasına bırakıyor. Kendi halinde insanların yaşadığı küçük bir kasabada başlayıp Habil ile Kabil'in yaşadığı zamanlara uzanan roman, insan ruhunun karanlık haritasını da göz önüne seriyor. Nur Yazgan, Anadolu'nun kadim kültürünün o büyülü dilini kullanarak, başlangıcı ve sonu olmayan bir yolculukta zihnimizi akrepsiz, yelkovansız bembeyaz bir kadrana çeviriyor. Daha bu ikinci romanında, özgün konusu,farklı sesi, katmanlı anlatımı ve derinlikli kurgusuyla, romancılığımızda kendine kalıcı bir yer açacağının ipuçlarını veriyor.