Yolların Kesiştiği Yer - The Land of the Crossroads
Serdar Aybek tarafından hazırlanan ve ele avuca sığmayacak kadar kapsamlı olan bu kitap "Metropolis’de Hellenistik ve Roma Dönemi Heykeltraşlığı" adlı kitap Metropolis’in tarihçesini, bilimsel araştırma geçmişini, arkeolojik kontekst içinde eserlerin değerlendirilmesini, üretim ve teknik özelliklerini ele almış katalog ve yorum gibi ana bölümler ile tamamlanmıştır. Metin kısmı, levha, çizim, grafik, plan ve haritalar ie zenginleştirilmiştir.Kesin kuruluş tarihi saptanmamış olmasına karşın Torbalı ilçesi, Yeniköy ve Özbey köyleri arasında yer alan antik yapı kalıntıları, Metropolis şehrinin Klasik Çağ ve sonrasında görkemli bir kent olduğunu açıca göstermektedir. Kültürel faaliyetlerin ekonomiyle paralel gitmesi, kentin kaliteli şarap, zeytin ve zeytinyağı ticaretiyle gelişmişliğini göstermektedir. Kazı ve araştırmaların sonucu Metropolis’in M.Ö. 3. yüzyılda yeniden kurulduğunu ve kuruluşta da Hippodamos planını uygulandığını ispatlamıştır. Aynı zamanda Kent savunması için görkemli sur duvarıyla çevrilmiş olduğu belirlenmiştir. Elde edilen yazıtlar, seramik buluntular, yontular ve özellikle de Stoa, Tiyatro, Bouleuterion ve Agora gibi yapıtlar kentin en görkemli döneminin M.Ö. 2. yüzyıl olduğunu göstermektedir. Serdar Aybek’in hazırlamış olduğu Metropolis Heykeltraşlık eserlerinin hemen hemen hepsi Helenistik Devirde tüm Ege Bölgesinde ve komşu adalarda üretilen tiplerinin benzerleri veya tekrarlarıdır; yani bir çoğu bilinen tiplerdir. Çalışmanın en geniş ve kapsamlı yanı da, daha evvel yayımlanan veya hiç yayımlanmamış tüm heykel traşlık eserlerini ve parçalarını bir araya toplayan katalog kısmıdır. Bu bölümde tüm eserleri ayrı ayrı, çok ayrıntılı ve zengin bibliyografya desteği ile alınarak sunulmuş ve her eser gerek stilistik gerekse ikonografi yönünden inandırıcı sonuçlara bağlanmıştır. Eserler bilimsel açıdan teker teker araştırılıp değerlendirilirken çalışmadaki yol, yöntem bilimsel metot ve kurallar yerli yerinde kullanılmıştır. Ephesos, Menderes Magnesia’s Tralleis, Stratonikeia gibi Batı Anadolu antik kentleri ve bunların heykeltraşlık eserleri yavaş yavaş ve ayrı ayrı derinliğine araştırıldıkça, burada olduğu gibi hiç şüphesiz yeni heykeltıraşlık atölyeleri ve atölye merkezleri ortaya çıkacaktır. Elbette atölyeler arası ilişki ve etkileşimler sadece şehirler arası değil kıtalar arası da olsa devam edecektir. Çalışmaya bu açılardan bakıldığında, araştırmanın şüphesiz iyi bir kazanım olduğu kanaatindeyim.