“Kaçamam, saklanamam!
Av olursam kendimi kaybederim,
Avcı olursam sevdiklerimi…
Çünkü Onlar beni istiyor!
Emre, sıra dışı yetenekleri olan bir öğretmen, arkadaşı Teksen parlak bir avukat…
Teksen, garip bir dava ile karşılaşır; aylar önce kaybolan bir genç ortaya çıkar ve işlenmemiş bir cinayeti üstlenir. Bu gencin üstlendiği cinayet, bir süre sonra kayıp gencin anlattığı şekilde işlenir; tek farkla, bir başka katil tarafından. Teksen, yetenekli dostu Emre’den yardım ister. Bu genci anlamaya çalışan iki dost, davayı soruşturdukça daha fazla kayıp gencin, daha fazla cinayetin ve tek bir katilin olduğunu görürler. Bir kurdun inindelerdir artık. Cinayetler, bu iki dostun yakınlarını da içine alarak çıkılması zor bir labirente dönüşür.
Emre ve Teksen, peşine düştükleri katilin izini, hem İkinci Dünya Savaşı yıllarında hem de gelecekte bulurlar; artık geri dönüşü yoktur. Göğün kapıları açılmış, Pazuzu, ordusuyla yeryüzüne inmiştir; yoksa, bu katil gelecekten mi gelmiştir?
Masumların katiline karşı Remus ve Romulus olmaktan başka seçenek kalmamıştır.