İnsanların göçebe olarak herhangi bir topluluk oluşturmadan yaşadıkları ilk dönemden hemen sonra yerleşik yaşama geçmeleri ile dünyanın değişik bölgelerinde farklı uygarlıklar meydana gelmiştir. Bu uygarlıklar içinde belirli bir tıp anlayışı konusundaki ilk gelişmeler M.Ö. 4000‟li yıllar civarında Mezopotomya da ortaya çıkmıştır.
M.Ö. 2000‟li yıllarda Mısır ve Girit‟te yine M.Ö. 1000‟li yıllarda ise Eski Yunan‟da Tıp ile ilgili gelişmeler söz konusu idi. Bu gelişmenin ilk aşaması halk arasında bir hastalığın toplum içinde önceden bilinen bir yöntemle veya büyücü hekim olarak bilinen kişiler tarafından tedavi edilebileceği anlayışı yerleşmişti.
Antik Çağda, bir hastanın ve hastalığın iyileştirilmesi bağlamında üç genel aşamadan söz edebiliriz.
İlk olarak doğaüstü güçlerin hastalıklara sebep olduğuna inanılması ve iyileşme adına da yine bu doğaüstü güçlere başvurma ve onlardan yardım isteme aşamasıdır. Sonrasında büyücü iyileştiricilerin bir hastayı iyileştirebileceğine inanılması ve son aşamada hastalığın vücutta yer alan bir araz nedeniyle ortaya çıktığının kabul edilmesi ve buna göre bir beklenti içine girilmesi olarak kısaca açıklayabiliriz.