‘Tanbūrî Ali Efendi merhūm henüz bıyıkları terlemeğe başlayan genç Cemil’i evvelâ büyük bir hayret, sonra derîn bir heyecânla dinlemiş, titreyen elleriyle onun yüzünü okşamış, alnından öpmüş ve aşağı yukarı: “Evlâdım, bunca senedir bu sâzı çaldım. Eh, şöyle böyle biraz yendik de sanırdım. Şimdi, seni dinledikten sonra, bir daha tanbūru elime almayacağım” gibi bir cümle sarfetmiş ve toplantıda bulunanları bu sözleriyle allak bullak etmişdir.’
Tanbūrî Cemil Bey’in hayatını, sanata bakışını merak edenler için büyük bir hazîne olan bu kitap, doğumunun 150. yılı münâsabetiyle tekrar okuyucuyla buluşuyor.