Doğanın en güzel manzarasını görebilmek için, en yüksek tepeye tırmanmanız gerekir. Yerden yükseldikçe bakış açınız genişler, manzaranın daha büyük bölümünü ve güzelliklerin daha fazlasını görebilirsiniz. Gördüklerinizle yetinebilir, geri dönebilir ya da orada durabilirsiniz. Ancak en güzel manzarayı göremezsiniz. En güzelini görebilmek istiyorsanız zirveye ulaşıncaya kadar yükselmeniz, yükselmeniz gerekir. İnsanın yaşamak, sevmek, öğrenmek ve bir iz bırakmaktan ibaret olan yaşam senaryosunda da böyledir. İyiyi, güzeli, daha güzeli yaşayabilmek için sürekli çaba harcamak, seviyeyi yükseltmek gerekir.
Burada anlatacaklarımın çoğunu biliyorsunuz. Ancak, yaşlılıkta planlamanın yararlarını, sonucu düşünerek ve görerek seçim yapmanın etkilerini fark ettirmeye çalışıyorum. Bir yaşlılık modeli geliştirdim ve modele Bilge Yaşlanma Modeli adını verdim. Bu model, bir yaşlının yaşam yolculuğunda Bilgi Çağı kurallarına göre kendi iç dinamiği ile ve kendi etki alanından hareketle neler yapması gerektiğini ortaya koyuyor. Kitapta sizlere bir de harita sundum: Yaşlılığın Yol Haritası. Bence kitabı okurken bu haritanın neresinde olduğunuza karar verirseniz kendiniz için iyi bir değerlendirme yapmış olursunuz.
Kitabı üç bölümde ele aldım. Birinci bölümde, Bilgi Çağı’nda yaşlılık ve yeniden yapılanmayı inceledim. İkinci bölümü dört boyutta yenilenme çalışmalarına ayırdım. Özellikle egzersiz ve sporda yaşlılara uygun çalışma önerileri getirdim. Birinci bölümde ne yapacağımızı, ikinci bölümde nasıl yapacağımızı anlattım. Son bölümde de, ilham kaynağı olduğum ve kuruluşunda yer almaktan gurur duyduğum 60+ Tazelenme Üniversitesi’nin kuruluş öyküsü İle ileri yaşlıların barınma ve yaşamı sürdürme modeli olarak geliştirdiğim Bilge Yaşlılar Sitesi’ni anlattım. Okuryazar olan herkesi okuyucu kitlesi olarak seçtiğim için okuyucunun rahatlıkla anlayabileceği bir dil kullanmaya çalıştım. Anlatıma kendimi de katarak “biz” sözcüğünü daha çok kullandım. Konuları, karşılıklarını bulabildiğim oranda Türkçe sözcüklerle anlatmaya çalıştım.
Ülkemiz yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren hızla yaşlanıyor ve bu yaşlanma önümüzdeki yıllarda hızlanarak sürecek. Yaşlı nüfusun artan sağlık, bakım, korunma ve barınma harcamalarının ülke yaşamını olumsuz etkilememesi için önlem alınması gerekir. Bu günleri gerçekleştiren ve geleceği gerçekleştirmek üzere görevini gençlere devreden yaşlıların, toplumda hak ettikleri yeri ve değeri elde edebilmeleri, yaşam standardını koruyabilmeleri, geliştirebilmeleri ve ömürlerini yaşam doyumu elde ederek sürdürebilmeleri için geniş kapsamlı bir hazırlık çalışması yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu alanda bilim insanları ve sivil toplum kuruluşları kapsamlı ve fedakârca çalışmalar yürütmekte ancak yaşlı nüfusun çok küçük bir bölümüne ulaşabilmektedirler.
Yaşlı nüfusun tamamına ulaşarak geleceğinin programlanması için aileden sorumlu bakanlığın koordinatörlüğünde devlet kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, yaşlı temsilcilerinin de dahil edildiği geniş kapsamlı bir çalışma başlatılmalı; ortak bir noktada buluşarak hazırlık yapılmalı, bir yol haritası hazırlanmalı ve gelecekteki olası sorunlara çözümler bulunmalıdır. Bunları yapmadığımız zaman yaşlılığın sorunları büyür, büyür ve toplumun baş sorunu haline gelir. Ancak yaşlılık bir sorun değildir. Yapılması gereken, bir an önce bilim insanlarının rehberliğinde bu çalışmaya başlamaktır. Toplumsal yaşlanma hafife alınamayacak kadar büyük ve önemli bir konudur. Hiçbir siyasal, inançsal, etnik, kurumsal yapı tek başına toplumsal yaşlanmanın ortaya çıkaracağı sorunların üstesinden gelemez. Bu alanda bütün paydaşlar işbirliği içinde ortak çalışmalar yapabilirse yaşlanan Türkiye’mizin geleceğine önemli bir yatırım yapılmış olur.
