“Düşününce hastalık denen illetin ne kadar yaygın olduğunu, ne muazzam bir ruhsal değişime yol açtığını, sağlığın ışıkları söndüğünde, ancak o zaman açığa çıkan keşfedilmemiş ülkelerin nasıl da insanı hayrete düşürdüğünü, hafif bir grip nöbetiyle ruhta ne harabeler ve çöllerin gözler önüne serildiğini; işte bunu düşününce, hastalığın aşkla, savaşla ve hasetle birlikte edebiyatın ana temaları arasında yerini almamış olması garip geliyor doğrusu.” Virginia Woolf
Virginia Woolf’un Hasta Olmaya Dair adlı metniyle annesi Julia Stephen’ın Hasta Odalarından Notlar’ını bir araya getiren bu kitap, edebiyat tarihinde ilk kez, bu iki önemli figürün benzersiz yazınsal diyaloğunu gözler önüne seriyor; farklı deneyimlere sahip iki kadının “hastalık” üzerine düşüncelerini yansıtıyor.
Julia Stephen, hayırseverliğiyle ve Ön-Raffaeloculuk sanat akımına model olarak katılmasını sağlayan çarpıcı güzelliğiyle tanınan bir kadın. Viktorya döneminin ünlü fotoğrafçılarından Julia Margaret Cameron’ın yeğeni. Hayatının önemli bir kısmında başkalarına bakmak; aynı evde, iki evliliğinden olan toplam 7 çocuk, depresyona yakalanan eşi ve yanı sıra ölümlerine kadar kendi anne-babasıyla ilgilenmek zorunda kalan Stephen, Londra ve civarındaki hastaneleri ziyaret eder ve 1883 yılında Hasta Odalarından Notlar adlı kitabı yayınlatır. Stephen, 1895 yılında, kızı Virginia 13 yaşındayken hayata veda eder.
Stephen zaman zaman ironik bir dille, hastalığa, yardımseverin perspektifinden bakarken; Woolf, bu etkileyici ve cüretkâr denemesinde, acıyı betimlemek için yeni bir dil icat etmemiz gerekir diyerek, hastalıkla ilgili tabulara değiniyor ve dünya ile ilişkimizi yeniden gözden geçirmemiz için bunun bir fırsat olduğunu dile getiriyor.