İnsanlık tarihi göz önüne alındığında en eski sanatlardan birisi olarak karşımıza çıkan müzik sanatı, yüzyıllardır çeşitli evrelerden geçerek, çeşitli kültürel değişkenlerle günümüze kadar ulaşmıştır. Bu süreç içerisinde insanların, ürettikleri müziklere çeşitli şekillerde eşlik ettikleri yadsınamaz bir gerçektir. Bu eşlik bazen bir ritim çalgısıyla bazen bedeniyle (ayak ve elleriyle ritim tutarak) ve nihayetinde ezgi üreten enstrümanların icat edilmesiyle bu çalgılarla yapılmaya başlamıştır. Müziği oluşturan seslerin ister vokal, ister çalgı olsun uyum içerisinde olması beklenen bir durumdur. Bütün sanat dallarında olduğu gibi estetik, güzeli arama kaygısı müzik sanatının da bilimsel perspektifte çeşitli kurallarını oluşturmuştur.
Tarihin süzgecinden geçerek günümüze kadar gelen ezgiye eşlik etme geleneği zamanla çoksesliliğin oluşmasını sağlamış, oluşan çokseslilik müzikologlar tarafından müziğin fiziksel yapıları (doğuşkanlar) öngörülerek ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla çokseslilik müzik biliminin bir alanı olarak çeşitli kuralların ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Çeşitli deneyimler, eğitimlerle armoni konusunda kendini ispat etmiş akademisyen ve besteci Okay Özdağ tarafından yazılan elinizdeki kitap, armoni konusunu basit ve sade dille anlatmaktadır. Kitapta armonik olarak fonksiyonel akorlar ve çevrimlerine, dominant 7’li akorlardan çeşitli 6’lı akorlara kadar bilimsel bir sırayla verilen akor yapılarının, armoninin belirli kuralları çerçevesinde bağlanışlarına bütün tonal yapılarda örnekler sunulmuştur. Konuların daha anlaşılır olması için okuyucudan beklenen hazırbulunuşluk seviyesi, aralıklar ve tonalite kavramlarının bilinmesi yönündedir. Sadece mesleki müzik eğitimi alan öğrenciler değil aynı zamanda konuya meraklı olan müzisyenler ve amatörler için de faydalı olacaktır.