Mevlana Celaleddin-i Rumi İslam Ezoterizmi'nin en önemli isimlerinden biridir. Ancak onun batıni yönü geniş kitlelerce hiçbir zaman anlaşılamamıştır. Onun batıni yönünü anlayabilmek için günümüze kadar gelen eserlerinin üstündeki örtünün kaldırılması şarttır. Aksi taktirde o büyük batıni öğretinin sırlarına nüfuz edilemez.
Sözlerinin üstü örtülü olduğunu bizzat kendisi de şöyle açıklamıştır.
"Halka bundan fazla söylemeye imkan yok... Akılların alacağı kadar aşağı mertebeden söylemekteyim." Müritlerine de yine aynı öğütte bulunmuştur.
"Madem ki duyuyor düşünüyor, seziyorsun... Büyük hakikati bulmak için gönlünü ve idrakini yoracaksın... Duyduklarını ve bulduklarını söyleyeceksin... Sen söylemezsen, ruhunun vasıl olduğu sırları, şiirlere, sazlara, sema'lara söyleteceksin...
Bütün bunları dahi söylenemeyecekölçüde büyük sırlara erdiğin zaman ise...
İşte o zaman susacaksın!".
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin batıni öğretisi, diğer Sufi öğretilerinde olduğu gibi üç aşamadan oluşmuştu. Bu aşamalar Şeriat, Tarikat, Hakikat olarak isimlendirilmiştir.
Şeriat, tarikat, hakikat arasındaki ilişkiyi mum örneğiyle açıklar:
"Şeriat muma benzer; insana yol gösterir. Fakat sadece mumu ele almakla yol aşılmaz. O mumun ışığında yola düştün mü, işte bu gidiş tariktir. Yola çıkıştaki hedefine ve maksadına ulaştın mı, işte bu hakikattir."
Sınır ötesi Yayınları araştırma ekibinden Kevser Yeşiltaş ve Nilüfer Dinç tarafından kaleme alınan bu kitapta; hem Mevlana'nın batıni öğretisinin temel prensipleri, hem de Mevlana'nın yaşamı içinde kendisinin sergilemiş olduğu ve çevresinin şahit olduğu mucizevi olaylar ele alınarak okuyucuya sunulmuştur. Bu mucizevi olaylar Parapsikoloji Bilimi'nin bulguları ışığında değerlendirilerek, bir zamanlar dergahlarda yaşanan bu olaylara açıklık getirilmiştir.