Dünyada gezinmeye, kaybolmaya ve bilinmeyenin kullanım alanlarına dair ilham verici bir keşif seferi.
Bir dizi otobiyografik deneme yazısı olarak kaleme alınan Kaybolma Kılavuzu, Rebecca Solnit’in hayatındaki sembolik anlar ve ilişkilerden yola çıkarak belirsizlik, güven, kayıp, hafıza ve mekân gibi meselelerin üzerine eğiliyor. Solnit dünyada yolumuzu bulmaya çalışırken başvurduğumuz hikâyelerle ve kendimizi bulmak ya da kaybetmek için üzerinden geçip gittiğimiz yaban yerler veya kentsel mekânlarla ilgileniyor. Anlatılan öyküler bir anlamda son derece kişisel olsa da, bunlar Amerika’ya gelen ilk Avrupalıların tutsaklık anlatılarından Rönesans resminde mavinin kullanımına, kaplumbağalarla karşılaşmalardan Yves Klein’a, keşişlere, punk rockçılara, dağlara, çöllere ve Vertigo filmine kadar uzanan daha büyük hikâyelere bağlanıyor. Ortaya çıkan ise hayli çarpıcı bir keşif gezisi oluyor.