Her şeyi paylaşırız burada. Sevincimizi, üzüntümüzü, dertlerimizi. Ama özlemlerimizi, özellikle seni yakan, her düşündüğünde senin burnunun direğini sızlatan, kişisel özlemlerini pek değil. Çünkü biliriz ki, özlem yakar insanı mahpusta. Herkesin dağ kadar büyük ve içinde akacak lav kadar yakıcı olan bir hasreti varken, bir de bizim yanıp tutuşuyor olmamızın altında kalmamalı insanlar. Bu yüzden kaç gündür kimselere anlatamadan, içim içimi yiyerek dolanıyorum koğuşta. Bir başkayım! Bir delişmen bakıyorum herkese! Görüyorlar, hatta belki de anlıyorlar ama yine de ne onlar soruyor, “Nedir bu haller” diye, ne de ben çıkabiliyorum bu ne yerdeyim, ne gökteyim hallerimden. Çünkü yaşadığım, bir Adana ve bir de Portakal Çiçeği Kokusu!