1869-1922 arasında yaşayan, 1888-1889’da İkinci Abdülhamit idaresine karşı ilk Jön Türk faaliyetini başlatanlardan olduğu ve bu uğurda Halep’te sürgün yaşadığı halde, 1895’te Paris’e ikinci firarından sonra, belki dava arkadaşları arasındaki kavgalardan bıkmış olarak Yıldız Sarayı lehine faaliyetleri görülen ve bu sebeple Jön Türkler tarafından ve haliyle İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne bağlı olanlarca dışlanan Ali Kemal, daha çok siyasî kimliği ve bilhassa 1919’da İstiklal Savaşı ve Kuva-yı Milliye aleyhine Dahiliye Nazırı olarak takındığı sert olumsuz tavrı ve istifasından sonra da Peyam, Peyam-ı Sabah’taki çok sert, çok olumsuz yazıları ve tavrıyla hatırlanır. Gizli Türk emniyet birimlerince 5 Kasım 1922’de İstanbul’dan kaçırılıp Ankara’ya yargılanmak üzere götürülürken, İzmit’te Birinci Ordu Kumandanı Nurettin Paşa’nın tertibi sonucu 6 Kasım 1922’de şuursuz kalabalığa linç ettirilmesi, onun Kuva-yı Milliyeciler kadar halk kesimince de en nefret edilen kişi olduğunu gösterir. Ali Kemal’in çok maceralı geçen hayatının bu feci sonla bitmesi, siyasette inatlaşmanın, zıtlığın nelere sebep olduğunu da göstermesi bakımından ibret vericidir. Bütün bu olumsuzluklara karşılık, 1885-1922 arası Türk siyaset, edebiyat, kültür, gazetecilik ve düşünce dünyası, Ali Kemal bilinmeden iyi anlaşılamaz. Dönemde birbiriyle sonuna kadar kavgalı iki önemli gazeteci vardır: Ali Kemal ve Hüseyin Cahit Yalçın. Dönemin önemli birçok gazete ve dergisinde yazıları bulunan Ali Kemal, öğrenci arkadaşlarıyla Gülşen, kendi başına Mecmua-i Kemal dergileri ve Peyam gazetesi, Mihran Efendi ile de Peyam-ı Sabah gazetesini çıkarmıştır. Tiyatro oyunu hariç, edebiyatın şiir, roman, hikâye, dil, sözlük; gazeteciliğin makale, fıkra, sohbet, eleştiri türlerinde yazılar; tarih, siyaset ve din alanlarında da eserler vermiş; gazetelere yazdığı, sonra da bazıları Paris Musahabeleri ve Sorbon Darülfünunu’nda Edebiyat-ı Hakikiye Dersleri kitaplarında yer alan bu yazılarıyla Avrupa’daki kültür, edebiyat, tarih, siyaset, magazin hayatından Türk okurunu haberdar etmiştir. Yarım kalan hatıratı Ömrüm, 1885-1895 arası Türk siyasî, edebî ve basın hayatı için önemli kaynaktır. Yazdığı birkaç romanından biri olan Fetret, ilk ütopik romanlarımızdan biridir. Eğer tamamlanıp basılsaydı örnekli Kamus-ı Kemal, Yahya Kemal’e göre en iyi Türkçe sözlük olabilirdi.
Bu kitapta Ali Kemal’in bir kısmı sadece gazete ve dergilerde kalan, bir kısmı da Paris Musahabeleri’ne buralardan aktarılan yirmi beş telif, on üç de tercüme hikâyesi bir araya getirilmiştir. Daha çok telif olanlarda, onun hayatına dair izler görmek mümkündür. Bunlardan kitaba başlık olan “Hayat Kırıntıları: Kerime”, Ali Kemal’in ilk gençlik yıllarını vermesi bakımından önemlidir. Sonuç olarak, siyasî olumsuz kimliği, Ali Kemal’in uzun süre unutulmaya mahkûm olmasına sebep olmuş; edebiyat, tarih ve gazetecilik alanlarındaki önemli eserlerini gölgede bırakmıştır denilebilir.