Tarihleri boyunca planlı ve sistemli bir surette yaptıkları göçlerle eski dünyanın dört bir tarafına yayılan, muhtelif kültür ve medeniyetlerle münasebet kuran Türkler; beylik, imparatorluk ve nihayet modern manasıyla devlet vasıflarını haiz irili ufaklı pek çok müesses yapılar vücuda getirmişlerdir. Bu siyasî yapıları yalnızca zamana ve mekâna bağlı bir tesadüfler zinciriyle vücut bulmuş teşekküller olarak değerlendirmek mümkün değildir. Dikkatlice incelendiği takdirde, söz konusu yapıların zaman ve mekân farklılıklarına rağmen müşterek bir devlet geleneğinin mahsulü oldukları görülür. Bugün, modern Türk devlet düşüncesini incelenmek için bu tarihî seyri, Türk devlet düşüncesine vücut veren siyasî kaideleri, müesseseleri ve teşkilât yapılarını göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Ancak yoğun bir mesai ve gayret gerektiren bu hususu sağlıklı bir biçimde değerlendirmek; Türk tarihinin hareketli ve dinamik yapısını dikkate almak, bu dinamik yapıya karşılık sürekliliği sağlayan unsurları tespit etmek ve münasebet kurduğu kültürleri, medeniyetleri bilmek ile mümkündür. Elinizdeki kitap böyle bir çabanın ürünüdür. Kitabın müellifi Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, Batının “erken devlet” tanımında belirleyici olan coğrafî mevki, nüfus, dış ilişkiler, ekolojik şartlar gibi hususları nazarıdikkata almakla birlikte Türk toplumunun tarihî, içtimaî ve kendi iç dinamiklerine dayanan bir devlet tanımı yapmak gayretindedir. Avrupa-merkezci okumalar yerine Türk tarih ve kültürünü, kendi teşekkül ve tekâmül sürecinde ele almak daha sağlıklı neticeler verecektir. Türk devlet yapısı ve geleneğinde belirleyici olan her şeyden önce Türk toplum yapısının özünü teşkil eden aile, halk, toprak, kağan, töre ve kut gibi mücerret ve müşahhas mefhumlardır. Bu maksatla Prof. Dr. Bahaeddin Ögel Türk devlet geleneğini, Bozkır, Uzakdoğu ve İslâm kültür çevreleri ışığında tetkik etmekte ve Türk devlet anlayışının tarihî menşeini, bu kültür daireleri etrafında incelemektedir.