“Birkaç ay öncesine kadar en büyük derdim aşk meşk konularıydı. Yine onlarla oyalanmam, içimdeki yarayı sarmam lazım ki başka şeylere odaklanabileyim. Ama olmuyor, beceremiyorum. Biliyorum ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bunu bildiğiniz ânı bir hayal edin; kendi kendinize konuşmaya başladığınız, başınızı ellerinizin arasına aldığınız ve dünyanın o saniyede durmasını istediğiniz ânı…
İşte tam da o durumdayım. Ne çıkacak karşıma, neler olacak bilemiyorum. Sadece korkunç bir delik görüyorum, hiç durmadan bizi içine çekiyor. Aşağıya doğru kaydıkça da iyice zifiri karanlık oluyor. Bazı şeylerin elimizde olmaması ne kadar da acı. Bir sabah uyandığınızda hayatınızdaki her şeyin yerinde yeller esebiliyormuş.” Amansız bir hastalık, baştan çıkarıcı gençlik, derin bir aşk arasında bocalayan Merve’nin lirik öyküsü.