Arkeolog Günegül, yüreğinde yitirdiği oğlunun acısı, müzedeki görevine başlamak üzere Bodrum'a gelmişti. Siyavuş ise bir gecede hem annesiz, hem de babasız kalmıştı; dünyada, sevgili köpeği Gobül'den başka kimsesi yoktu.
Sanki görünmez bir el bu iki yalnız insanı biraraya getirmişti. Artık tek kaygıları vardı: Yatı havaya uçuranları bulmak ve kara kutudaki mektupta anlatılan uluslararası kaçakçılık şebekesini ortaya çıkarmak...
Her şey, mavi derinliklerdeki sırrın çözülmesine bağlıydı!