“Uzakdoğu uygarlığında ‘şiddet’ fikri çok farklıdır; ‘doğrudan eylem‘ dışlanır ‘dolaylı eylem’ övülür. En iyi tahsildar Çin’de en iyi vergi toplayan değil, vergi toplarken en az can yakandır; en iyi komutan en iyi savaşan değil, döneminde pek mesele çıkmayacak kadar talihli olandır... Bu Batı’nın erdem sorunsalıyla karşıt bir durum: Aristo’da erdem kendi alanında başarıyla ölçülürdü ama başarı tanımlanmış bulunan işini iyi yapmaktı... Doğrudan eylem; Batı uygarlıklarında kuru tarım, topyekûn hasat; dolaylı eylem, Çin tarımı, entansif; musonları bekler, tek tek bütün pirinç saplarıyla ve taneleriyle uğraşır... Batı tıbbı; kesme, dikme ve delme; Çin tıbbı, uzaktan, yakma ve akupunktur... Batı’da kürek, Uzakdoğu’da yelken... Batı’da sürü-kitle çobanlığı, Uzakdoğu’da çobanlık yok –daha doğrusu manda çobanı çocuklar– genellikle sürünün kaplan tarafından kapılmalarını engeller...”
Ulus Baker “Yazı”sını, akışları, kazaları, olayları biriktiren, gösteren, kaydeden bir “Dolaylı Eylem” makinesi olarak kuruyor: “Yazmak iletişim kurmak değil direnmektir.” Aralıklı ve süreksiz figürlerin makinemsi düzenekleriyle kesilen sürekli içerik ve ifade akışları sistemi olarak yazı… F-Tipi’nden, ölüm oruçlarına, 11 Eylül’den muhafazakârlığa, dilin totaliterliğinden aileye. yazı makinesini çalıştırıyor.
Dolaylı Eylem, üç bölümden oluşuyor: Eylem Felsefesi [Akışlar], Arıza Felsefesi [Kazalar], Olay Felsefesi [Olaylar].