Bazen bir köy, sadece bir coğrafya değil; gömülü hayallerin, suskun aşkların, paramparça çocuklukların haritasıdır.
Davut Öğretmen’in yolu bir gün Tunceli’ye düştü. Korkularla gittiği topraklarda bir kız çocuğunun resmine, iki gencin yasak aşkına, bir halkın sessiz direnişine tanıklık etti.
Ceren’in gözleriyle umutlandı.
Fırat ve Şevval’in vedasıyla yandı.
Ve bir sabah, o da sustu.
Ama o suskunlukta kargalar haykırdı.
Çünkü bu kitap, yalnızca bir öğretmenin hikâyesi değil.
Bu kitap, adını kimsenin öğrenemediği çocukların, devletin susturamadığı hayallerin kitabı.
Ve sen bu sayfaları çevirirken, belki bir karga da senin pencerenin önünde haykıracak.