Günümüz Türkiye'sinde hastalıklı bir tarih anlayışı ile pek çok şey çarpıtılmaktadır. Cumhuriyet ve esasları ile onu kuran iradeyi temsil eden, kurucu kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk de bu hastalıklı zihniyetin hedefi durumuna getirilmiştir.
Belgesiz veya masa başında uydurulan sahte belgelerle Atatürk ve ailesi saldırı altına alınmış, Türk milletinin önemsediği değerler bakımından Atatürk yıpratılmaya çalışılmıştır. Bu hastalıklı zihniyetin ürettiği yalanlarla mücadele edilmesi şarttır. Mücadeledeki strateji, doğruların insanımıza anlatılması olmalıdır. Gerçekler anlatılmalıdır. Bu eserde gerçek belgelerle Atatürk'ün ailesi ortaya konulmuştur.
Son yıllarda çıkan bazı kitaplarımızda ve bu eserimizde "saklanan" kavramını kullanıyoruz. Burada kastedilen Atatürk'le ilgili belgelerin, bilgilerin "gizlenmesi" değildir. Tarihi bir kişilik olarak önümüzde duran Atatürk'ün olduğu gibi anlatılmamasına veya anlatılamamasına bir vurgu yapılmaktadır. Amacımız bu hastalıklı anlayışa hizmet eden mevcut Atatürk anlatımına tepki göstermektir. Gerçek Atatürk'ü anlatma gerekliliğine güçlü bir vurgu yapmaktır.
Bu eserde, arşiv belgeleriyle Atatürk'ün özgeçmişinde, aile tarihinde eksik olan pek çok önemli konu açıklığa kavuşturulmuştur. Elbette eser, Atatürk'le ilgili tüm az bilinen veya bilinmeyen hususları aydınlatma ve mükemmellik iddiasında değildir.