Arizona'da berbat bir karavan parkı...
Birbirinden garip ve şüpheli tiplerin arasında karavanından dışarıya hiç çıkmadan yaşayan, hayatta tek yaptığı şey öylece oturup insanları gözlemlemek olan garip bir adam. Tek istediği,kendi başına bırakılmak.
Karavan parkının iğrenç bir sahibi, adamın olağanüstü güzel bir karısı ve hiç susmadan havlayan bir köpeği var. Romanın kahramanı, köpeğin barındığı yer yaşadığı mezbeleliliğin hemen arkasında olduğu için aylardır uyku yüzü görmemiş. Bunu engellemek üzere bir şey yapmak için bile insanlarla iletişim kurmuyor.
Ve köpeğin 'yaradanına kavuşması' ile birlikte her şey değişiyor.
Şaibeli bir kaza...
Cinayet...
Gizemli karakterler...
Gizemli olmayan tehlikeli karakterler...
Kundaklama...
Sonunda romanın (adsız) kahramanı kendini yanıklar içinde çölde terk edilmiş ve bir cinayetin baş zanlısı olarak bulur. Nihayet karavancının karısı Desiree ile ikiz kardeşi Mary (Paramparça 'nın başkarakteri) tarafından tezgâha getirildiğini anlar ama...