Birine beni tarif etmeye niyetlendiklerinde kimsenin aklına kumral saçlarım, uzun boyum, ela gözlerim gelmez, başka söyle- necek bir tarafım yokmuş gibi herkes illa bu siyah noktadan anlatmaya başlardı. Dinleyenin aklında da çoğu kez sadece ben kalırdı. Bu alametifarika girdiğim her ortamda hatta hiç gitmediğim yerlerde bile kendini hemen gösteren, konuşan, gülen, hâl hatır soran, nihayetinde Aysel’den çok hatırlanan apayrı bir şahsiyetti. İlk zamanlar bu duruma epey içerlesem, kızsam, onu unutturup kendimi ön plana çıkarmaya çalışsam da sonradan pes etmiş, el mecbur alışmıştım birlikte yaşamaya.
Alametifarika, hayatın ayrıntı kabul edeceği küçücük seslerden, parçalı görüntülerden, ergenliğin doludizgin yaşandığı hayat kesitlerinden rengârenk ve bir o kadar trajikomik öyküler yontup onları okurun karşısına çıkarıyor. Burun kıvrılan ergenliğe bir güzelleme o.