Sis Nasıl Olsa Dağılır, hikâyesini bizzat hayattan alıyor. Evleri ve sokaklarıyla, sisleri ve yollarıyla, postaneleri ve bekleyişleriyle bu hikâyeler; hayatı pencereden izleyenlere inat, bizzat hayatın kalbinden doğuyor. Emekli olduktan sonra hikâyeler anlatmaya başlayan adamlardan pencerelere mahkûm kadınlara, maktulünün gözlerine bakan katillerden üzerine geleni tutmaktan başka bir işe yaramayan kalecilere kadar.
Bir sokak ötemizde yaşayan bu insanlar; çay ocaklarında bayat çaylarla akşamı ederken, dolmuşlarda geleceğini düşünürken, postanelerde mektup beklerken bizimle bir anlığına göz göze geliyor.