Eserde, namazın nefsin zoruna giden bir ibadet olduğu vurgusuyla; nefsin namazdan uzak kalmak için öne sürdüğü mazeret kapılarını kapattıracak ve onu namaz kılmaya yöneltecek nasihatleri içeriyor.
İman-amel ilişkisinin en pratik özelliği kendisini namaz ibadetinde gösteriyor. Her şeyde işin kolayına kaçan nefsimiz, namaz ibadetinden kaçmak için akla hayale gelmedik bahaneler üretmekte pek mahir. Bu sebeple, azgın nefislere namaz dizginiyle gem vurulmalı. Bu, hem dünya hem de ahiret hayatlarımız için çok mühim bir gereklilik. O hâlde gelin, nefsimizi namaza ikna edelim.
Bediüzzaman, Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem namaz kılanın diğer mubah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, ahirete mal edebilir. Fâni ömrünü, bir cihette ibka eder. der.