Şu soruyu soralım: Evren yaratıldı mı, evren oluşuyor mu?
Bu soru şu açıdan önemli: Yaratma işleminde o şeyi yapan harici bir başka varlık söz konusudur. Ve yaratıcı herşeyin sahibidir.
Oluşum işleminde, sistemin kendisi dinamiktir, bilgi oluşturarak gittikçe gelişmiş üst-sistemler oluşturmaya çalışılır. Oluşturanlar oluşturdukları şeyi sahiplenirler.
Geleneksel görüşün temelinde, yaratıcının doğa ve dünyayı bir hiç-yokluktan oluşturduğu inancı yatar.
Halbuki doğa ve dünya “hiç-yokluktan” değil, kuantum sistemi denilen bir enerji aleminin BİLGİ oluşturarak gittikçe daha ergonomik üst-sistemlere doğru evrilmesi şeklinde oluşmakta ve gelişmektedir.
Bu bilgisizlik toplum hayatının sevk ve idaresinin tepedeki bir uyanıklar zümresi tarafından yürütüldüğü DEVLET denilen sömürülme sistemine yol açmıştır. Yasa ve yönetmelikler halkın çıkarına değil, devlet çıkarına yapılmaktadır. Devlet ise, tepedeki bir kişi veya zümre tarafından sahiplenilmektedir. Devletin sahibinin bizzat çalışan-üreten halk olduğu bilgisi verilmemektedir.
Böyle olunca, tepedekiler kendi çıkarları uğruna halkını savaşlara sürüklemekte, bilgisizle doğa ve dünya talan edilmekte, ekolojik denge alt-üst olmakta, cennet gibi olması gereken dünya hayatı, hem insanlık, hem tüm diğer canlılar için cehenneme dönüşmektedir.
Bu durum yanlış bir bilgiyle zombileşmiş olma durumudur.
Binmişiz bir alamete,
Gidiyoruz Kıyamete.
Bir Not: Yayınlarımın yasal telif ücretini “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projesinde kullanılmak üzere ÇYDD'ne bağışlıyorum.