Jean Rouaud, Goncourt Ödülü’nü kazanan romanında, bir ailede ardı ardına yaşanan üç ölümle anımsanan eski hikâyeleri deşiyor. İlk başta, babanın ölümü, trajik bir başlangıç noktası; sonra,
inatçılığıyla nam salan Marie Hala’nın ve ardından, antika 2CV arabasıyla adeta kamikaze dalışları yapan büyükbabanın gidişi…
Üçünün tam ortasında, hepsini birbirine bağlayan isimsiz, yaşsız anlatıcımız… Loire’ın yağmurlu, sisli havasında eve kapanıp da çekmeceleri karıştırınca ortaya çıkan mektuplar, fotoğraflar ve hatta altın bir takma diş, okuyucuyu ansızın onyıllarca geriye götürüyor.
Sıradan bir ailenin dokunaklı yaşamından alınan noktalar birbirine eklenerek resim tamamlanıyor. Savaş Meydanları, kişisel tarihler ile o büyük Tarih’in nasıl iç içe
geçtiğini gösteren hüzünlü bir roman. “Jean Rouaud kalemini ustaca oynatıyor ve gündelik detaylar ile büyük olayları, keder ile neşeyi, inanç ile umutsuzluğu birbirine bağlayan ipleri kullanarak bir yumak oluşturuyor.”
Boston Globe