Bizler, yepyeni bir düzenin içerisnde bocalayan yığınlar olarak her yanımızdan enformatik bir bombardımana maruz kalmaktayız. Her kafadan bir ses, her yakadan bir eleştiri uğultusu sürüp gitmekte. Kim ne diyor; dediğini ne için söylüyor, bu kargaşada anlamak zor. Enformansyon Toplumu nedir? Post modernizm vaat edilmiş topraklar mı, yok üzerine yalancı müjdecilerin cirit attığı bir memleket mi olduğunu anlaşılamıyor; kökenlerine tam anlamıyla ulaşılamıyor. Son tahlilde, kendi içinde bir düzen olan bu karmaşayı adlandırmak, bilgi yağmuru altında ıslanan bizler için bir zorunluluk değil de nedir? Konu ile ilgili olumlu ya da olumsuz duygu ve algılara sahip olan insanlık, bugüne değin görmediği, yaşamadığı, tatmadığı ve hissetmediği kadar büyük bir çalkantılar zinciri içerisinde yaşamakta olduğunu hani nerdeyse yeni yeni fark etmekte; olguyu kendisi için daha anlamlı hale getirme çabasını göstermekte. Zİra birbiri ardına gelen ekonomik, teknolojik, kültürel ve siyasi sarsıntılar, İnsanlığın ortak hafızasının duvarlarını yıkıp geömektedir. Sonuç olarak ne iyimserlik ne de kötümserlik Enformasyon Toplumu’nnu anlamada bize kılavuzluk edebilir. Oysa, üretilen fikirleri kıyasıya irdelemek bizi hiç kuşkusuz Enformasyon Toplumu’nun belleğine ve gerçek kökenlerine götürecektir.