(İnceleme-Edisyon Kritik-Tıpkıbasım)
Anadolu topraklarına ayak basmamasına rağmen bu coğrafyada çok sevilen Hz. Ali’nin edebiyatımıza yansıması da kaçınılmaz olmuştur. Hz. Ali ile ilgili hususları ihtiva eden eserler bugün çeşitli edebî türler altında değerlendirilmektedir. Onun doğumunu ele alan mevlidleri, ölümünden söz eden vefâyât-nâmeler, kerametlerini hikayelerle karışık anlatan fazîlet-nâmeler, menkıbeler, hakkındaki methiyeler, tavsiye ve öğütlerini ihtiva eden ahid-nâmeler, mektuplar, nasihat-nâmeler, kırk vecizesini muhtevî sad-kelimeler belli başlı türlerdendir. Hz. Ali’nin savaşları etrafında teşekkül etmiş en önemli tür ise; telif, tercüme ve adapte edilen cenk-nâme yahut gazavât-nâmelerdir. Bugün yerli, yabancı ve şahıs kütüphanelerinde kayıtlı mecmualar içerisindeki yüzlerce manzum ve mensur Hz. Ali cengi, araştımacıların ilgisini beklemektedir.
Elinizdeki bu kitap, bir giriş ve sekiz bölümden müteşekkil olup giriş bahsinde manzum Hz. Ali cenk-nâmeleri hakkında genel bir değerlendirmede bulunulmuştur. İlk bölümde; Beypazarılı Ma‘âzoğlu Hasan hakkında bilgi verilerek 752 beyitlik Selâsil Kalesi Cengi; ikinci bölümde yine mezkûr şairin 601 beyitlik Cenâdil Kalesi Cengi şekil ve muhteva yönünden tahlil edilmiştir. Üçüncü bölümde ise Nakîboğlu Taceddin’in kim olduğu ortaya konulduktan sonra 465 beyitlik Aden Kalesi cengi şekil ve muhteva yönünden incelenmiştir. Dördüncü bölümde, Şeyyâd İsâ ve Salsâl-nâmeler hakkında bilgi verildikten sonra 321 beyitlik yeni Salsâl-nâme’nin şekil ve muhteva özellikleri tahlil edilmiştir. Beşinci bölümde, Selâsil Kalesi; Altıncı bölümde, Cenâdil Kalesi; Yedinci bölümde, Aden Kalesi ve Sekizinci bölümde Salsâl-nâme cenklerinin Millet Yazma Eser Kütüphanesi Ali Emiri Efendi bölümü ile Koyunoğlu Müzesi’nde yeni bulduğumuz bir mecmuadaki tam nüshasına dayalı olarak edisyon kritiği yapılmıştır.