Emek tarihi, ne yazık ki yeterli ilgi görmemiş “alanlardan” biri. Üstelik üniversitelerde çok sayıda “tarih” ve “çalışma ekonomisi” ve “endüstri ilişkileri” bölümleri bulunmasına rağmen. Bilim dünyası için oldukça bakir olan bu alana yönelik ilginin gösterilmemesini anlamak kolay olmasa gerek. Bu ilgisizliğin doğrudan sonuçları kadar vahim olan dolaylı sonuçları da bulunmaktadır. İlgisizlik çeşitli kurumların arşivlerinin korunamamasına yol açarak emek tarihinin önemli belgelerinin yok olmasına neden olmuştur. Dünü bilip, bugünü anlayıp, yarına ışık tutmak açısından emek tarihinin sınıf mücadelesindeki yeri çok önemlidir.
Emek çalışmaları alanındaki boşluğun azaltılması yönünde anlamlı bir çabayı oluşturan Cumhuriyet’in Hamalları: İşçiler, bugün olduğu gibi dün de bir ülkeyi sırtında taşıyan emekçilerin dününe, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde yaşananlara dair “giriş” niteliğinde bazı “anları” göstermeyi amaçlıyor. Bu nedenle, “büyük anlatının” parçası olan “küçük öyküleri” inceleme konusu olarak ele alıyor; dün ile bugün arasında bağ kurulmasına katkıda bulunmak istiyor.