Yatırımcıların sahip oldukları fon fazlasını değerlendirmek amacıyla başvurdukları yatırım araçlarından biri, borsanın başı çektiği sermaye piyasalarında işlem gören hisse senetleri gibi sermaye piyasası araçlarıdır. Yatırımcılar fonlarını değerlendirirken, fona ihtiyacı olan şirketler ve devlet, sermaye piyasası sayesinde yatırımlarına kaynak temin edebilmektedir. Bu yatırımlar, aynı zamanda istihdam sağlayıcı yatırımlar olabilmektedir. Bu nedenle sermaye piyasası, hem refahın tabana yayılması hem de yatırımların artması sayesinde ülke ekonomisine de büyük katkı sağlar. Bu bağlamda, sermaye piyasasına yatırımları daha çok çekmek ve piyasanın derinliğini artırmak için piyasaya duyulan güvenin ve piyasanın istikrarının korunması büyük önem arz eder. Çalışma konumuzu oluşturan piyasa dolandırıcılığı suçu bu güveni sarsıcı bir özellik taşır.
Doktora tezi olarak savunulan bu eserin hazırlanması sürecinde karşımıza çıkan en büyük zorluk, SPK’nın 2012 yılında tamamen değişmiş olmasıdır. Öğretideki temel çalışmaların büyük kısmı, 1981 yılında yürürlüğe giren 2499 sayılı SPK döneminde yayınlanmış eserlerdir. 6362 sayılı SPK’nın yürürlüğe girdiği 2012 yılından sonra yayınlanmış eserler sınırlı sayıda kalmıştır. Ayrıca mülga SPK ile yürürlükteki SPK arasında piyasa dolandırıcılığı suçunun düzenlenmesi ile ilgili olarak nispeten önemli farklılıkların bulunduğu da söylenebilir. Bunun yanında, sermaye piyasası hukuku alanına yabancı oluşumuz ve alanın genel olarak teknik meseleler içermesi de karşımıza başka bir zorluk olarak çıkmıştır.
Çalışmamızın amacı sermaye piyasasında işlenen piyasa dolandırıcılığı suçu ile ilgili derinlemesine inceleme yapmak ve karşılaşılan sorunlar ile ilgili çözüm önerileri sunmaktır. Bu şekilde, ülke ekonomisine de dolaylı olarak zarar verici özellik taşıyan söz konusu suç hakkında literatüre katkı sunmayı hedeflemekteyiz.