Türk Hemşirelik tarihi savaşlara dayanır. Balkan Savaşlarında yaralı askerlerin bakımsızlık nedeniyle kaybedilmesi Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ni (Kızılay) kurslar açıp hemşire yetiştirmeye sevk etmiştir. 1914 yılında açılan hastabakıcı kursları devam ederken Birinci Dünya Savaşı başlamış, ertesi sene Çanakkale’den İstanbul’a gönderilen gazilerin yaraları, hastaneler koşan gönüllü hanımlar tarafından sarılmıştır. Kan görünce bayıla, konaklarda halayıklarda yaşayan hanımlar, yara temizlemeyi, kanı durdurmayı, pansuman yapmayı öğrenmişlerdir. Hastanelerde çalışmalarını sosyal değişimin hayırlı başlangıcı olarak nitelendirenler yanında, hastanelerde erkeklerle beraber bulunmalarından hoşnut olmayanlar da vardı. Beyoğlu mutasarrıfı mesela. Müslüman kadınların hastanelere gitmesinin yasaklanması için resmen başvurmuş, Şehremini Cemil (Topuzlu) Paşa’dan cevabını almıştı. Türkiye’de savaşlarla başlayan hemşirelik, Cumhuriyet’ten sonra modern hastanelerde icra edilen bilimsel hemşireliğe dönüşmüştür. Elinizdeki kitap, Türk hemşireliğinin, savaşlardan modern hastanelere, vatansever hemşirelikten bilimsel hemşireliğe geçiş sürecini anlatmaktadır.