Kuşeyrî’nin er-Risâle adlı eseri, İbn Arabî’nin okuduğu ilk tasavvuf klasiğidir. İbn Arabî Kuşeyrî’yi aynı zamanda, hurûf ilmiyle yakın ilgisi olan el-Esmâü’l-Hüsnâ şerhi hususunda takdir ettiği üç sûfî arasında sayar. Elinizdeki kitap, “İ’râbu’l-kulûb dört nev’ üzeredir: Refʽ, feth, hafd (kesra) ve vakf/sükûn. Kalbin refʽi, zikrullahtır. Kalbin fethi, Allah’tan razı olmaktır. Kalbin hafdı, kalbin Allah’tan başkasıyla iştigâlidir. Vakf ise Allah’tan gaflet içinde olmaktır.” diyen Kuşeyrî'den; Kitâbü’l-Bâ’sında bâ harfinin Taʽayyün-i Evvel/Hakîkat-i Muhammediye mertebesini sembolize edişinden bahseden, Kitâbü'l-Yâ’sında Hüve’yi, bilinemezliğin sembolü olarak alan ve “Ene (ben), innî (muhakkak ki ben), ente (sen) ve le-ke (senin için)i bilir ama Hüve’yi bilemezsin, çünkü o karşında hazır ve nâzır değildir. el-Ulemâu billah (Allah’ı Allah’la bilenler), Hüve’ye bağlı olmaya devam ederler ve derler ki “Seni gereğince senâ edemem (övemem). Hüve’yi burada sana hicâb ediniriz. Sen, kendini senâ ettiğin gibisin.” Şeklinde tanımlayan İbn Arabî’ye doğru bir çizgi çizmeye çalışmakta ve harflerin gizemli dünyasını merak eden herkesi kendisini okumaya davet etmektedir.