“‘Hanım! En son cevabını isterim. Ya ben ya kediler!’
‘Kediler!’
Bir kocanın umutsuzluğu, bir kadının kararsız hevesleri, sevginin mutluluk bahçesi üzerine temellerini gül fidanından; tutarsız, aşk artıran rüzgârlara karşı camlarını ışıktan; evin eşyalarını tülden inşa ettiği ve donattığı evlilik sarayının yıkılışı hep bu birkaç kelimeden ibaret olan konuşmada saklıydı.
Kediler! Öyle mi? Demek ki otuz üç senelik yekvücut süren bir beraberliğin neticesi, evlilik denen muamma kelimenin bitişi bu cevap oluyor!”
Öykücülüğümüzün ilk metinlerinden olan Küçük Şeyler, sonraki yıllarda yazılan büyük öykülerin ne kadar sağlam bir temel üzerinde yükseldiğini gösteriyor.
Kuşakları etkilemiş romanlar, ufuk açıcı öyküler, ezberlere kazınmış şiirler… Gazetelerde kalmış söyleşiler, gezi yazıları, denemeler, makaleler… Edebiyatımızın farklı dönemlerinden, iz bırakan metinler Kısa Miras’la bir araya geliyor.