“Çok fazla renk vardı. Çok fazla ışık…
Cam kırıklarının içinde dönüyor da dönüyorduk. Çiçek dürbünüydü ömrümüz evet, ama bilmiyorduk.
Geldi şair, karıştırdı renkleri. Işıkları yoğurdu. Çiçek tozu yaptı cam kırıklarından.
Çekingen serpti üzerimize ilkin, sonra yağdırdı. Çiçek tozuna buladı bizi…
Renk olduk. Işık olduk. Şiir olduk.
Çiçek dürbünü olduğumuzu, şair öğretti bize…”