Osmanlı'nın devesine, Cumhuriyet'in eşeğine güven olmaz.
Yazıda torpil olmaz. Gönül almak için bir şeyler söylenmez. Veli Bayrak’ın kalemi çok güçlü ve lezzetli. Latinler boşuna "Söz uçar yazı kalır" dememiş. “Yazılarını kitaplaştır” demiştim, iyi ki de demişim.
Yaşar Seyman / Yazar
Veli Bayrak’ın yazıları tohum gibi, alın avucunuzun içine ve kelimeleri savurun. Bazen şiir olarak dökülür yeryüzüne, bazen öykü, bazen roman. Ama her koşulda kârlı çıkarsınız.
Ali Şerik / Yayımcı ve Şair
Buna inanarak söylüyorum ve siz de göreceksiniz. Veli Bayrak, şiirleriyle biraz Özdemir Asaf, biraz Cemal Süreya; mizahıyla Aziz Nesin; renkleriyle İbrahim Balaban; elinde sazıyla Pir Sultan, Kazak Abdal; dili Hasan Hüseyin, kalemiyle Muzaffer İzgü ve Kul Ahmet’tir.
Cevat Sarıkartal / Şair-Yazar
Ortaokul yıllarında başlamıştı benim öyküye olan merakım.
Ömer Seyfettin de okurdum Aziz Nesin de, Kemalettin Tuğcu da okurdum Bekir Yıldız da. Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Rıfat Ilgaz, Nâzım Hikmet, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe… Benim 1980 ve 1990’lı yıllarda keşfettiğim isimlerdi onlar. O yıllarda köy ve köyden kente göçle başlayan arada kalmışlıkları anlatan öyküler okuyordum. Kimi kara mizah türündendi kimi dramatik.
İşte “Eşek Dediğin Anırır” isimli öykü kitabımda o yıllardan başlayıp 2000’lere uzanan bir serüven göreceksiniz.
Veli Bayrak
