Ünlü Yazar-Şair Attila İlhan Demokrat İzmir Gazetesi’ni yönetirken, Dr. Şadan Gökovalı’ya, "Şadan, mızrak çuvala sığmaz. Bu Ali Yüce nasıl olsa çuvalı yırtıp çıkacaktır. Bari onu keşfetme onuru benim olsun” der. Yıl: 1976. Böylece Ali Yüce keşfedilmiş, Türkiye olmuştur. Ama o önce Antakya’lıdır. Şiirlerinde hep Antakya vardır. Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan sonra en çok şiir kitabı olan şairdir. Antakya Çarşıları’nı henüz çiçeği burnunda yayıncı iken (1986) yayımlamıştım. Bir baktım aradan 35 yıl geçmiş. Dile kolay. Arandı, soruldu; biz, yok dedik. Ali Abi’den özür dileyerek yeniden yayımlamaya karar verdik. Bu arada kendisini yitirdik. Ali Abi yakın dostumdu. Anılarımız oldu. Bunları bugünlerde yayımladığım "Şair Ali Yüce” adlı kitabımda yazdım. Ali Yüce dört dörtlük bilge insandı; güldürür, düşündürürdü. 18 yaşında köyündeki Molla Ali’liği bırakıp Düziçi Köy Enstitüsü’ne kaçar. O artık kendi deyişiyle "öte dünyayı” ve köylünün beklediği "müftülüğü” terk eder. O günden sonra da köylüyle, başta babasıyla yıldızları barışmaz. Antakya onun değerini bilmiş; adını parka ve sokağa vermiştir. Ali Abi bunu fazlasıyla hak etmiştir. Büyüksehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ile destek olanlara teşekkür ederim. Ali Hocam Hatay’ın onurudur…
Prof. Dr. M. Tahir Hatipoğlu