Fıkıh usulü, dinî metinlerin (Kur’an ve sünnet) anlaşılması ve yorumlanması konusunda İslâm geleneği içinde müslümanlar tarafından oluşturulmuş yönteme ilişkin disiplindir. Genel bir anlama ve yorumlama teorisi oluşturma gibi bir iddia taşımamakla birlikte böyle bir genel teori, tefsir, hadis, kelâm gibi diğer disiplinler için dil, anlama ve yorumlama konusunda zengin bir bilgi birikimini ve çeşitli tartışmaları içermektedir. Usul tarihi açısından bakıldığında bu alanda iki yöntemin oluştuğu görülmektedir. Birincisi, mezhepler tarafından oluşturulan fıkhî birikime uygun bir yöntem tesis etme çabasında olan fakihlerin oluşturduğu “fakihler yöntemi” (tarîkatü’l-fukahâ); diğeri ise kendilerini herhangi bir mezheple kayıtlı görmeyen kelamcıların oluşturduğu “kelâmcılar yöntemi”dir (tarîkatü’l-mütekellimîn).
Bu çalışmada, içerdiği temel unsurlarla birlikte genel olarak delaletin mahiyeti, nasların şer‘î hükümlere delalet şekilleri ve bunların bilgi değerleri, tarihî süreç göz önünde bulundurularak kelâmcılar yöntemi zaviyesinden incelenmeye ve değerlendirilmeye çalışılmıştır.