“Hepimizin çok az vakti var...
Bu satırlar sona erer ermez her şey silinip gidecek.”
1992’de Yunus Nadi Roman Armağanı’nı kazanan “Ares Harikalar Diyarında”, bir yandan kendi kendini yaratırken bir yandan yalanlayan bir kurgunun, o kurguyla birlikte zamanın, mekânın ve birbirlerinin sınırlarını zorlayan ele avuca gelmez kahramanların ve nihayetinde her şeye ve herkese gölge eden bir “eksen karakter”in romanı: Dikkat çekici dili ve üslubuyla, durmadan dolaşan bir ipin ucunu yakalamaya çağırıyor okurunu Derviş Zaim; rüya içinde rüya, dünya içinde dünya, Selim'in içinde bir Işık...
“Filmin konusu neydi acaba?”
Genel müdür, önündeki kitapçığın maliyet tablolarıyla ilgili kısmında! Bir jet odanın camlarını zangırdatıyor ve ses yumuşar yumuşamaz Selim yalan söylemeye devam ediyor: Film, kampüsten, giderek tüm dünyadan bilmem kaç tane adamın geçip gittiği ve bir zamanlar o adamlara ne olmuşsa şimdi aynı şeyin bizlere de olmakta olduğu ve bizlerin bunu bilmediği temasını işlemekteydi.