Bu kitapta İslami kurumlar ve Ortadoğu ekonomileri konusunda dünyanın önde gelen bir uzmanı, Sanayi Devrimi’nden beri tartışılan bu sorulara yeni yanıtlar sunuyor.
1000 yılında Ortadoğu ekonomisi Avrupa ekonomisinden daha az gelişkin değildi; ama 1800 yılına varıldığında gerek yaşam standartları, gerek teknoloji, gerekse ekonomik etkinlik bakımından çarpıcı düzeyde geriye düşmüş durumdaydı. Batı dünyası çağ atlarken, Ortadoğu ekonomisi modernleşme sürecinin emekleme dönemindeydi. Ortadoğu’yla Batı’nın ekonomik gelişim yolları neden ayrıldı? Ortadoğu niçin 21. yüzyılda bile azgelişmiş bölge konumunda?
Timur Kuran, Ortadoğu’da ekonomik gelişimin tıkanmasını ne bölgenin coğrafi konumuna ne de emperyalizme bağlıyor; dinle ilintili tutumların da bu süreçte kritik bir rol oynamadığını göstererek İslam’la kapitalizm arasında derin bir bağdaşmazlık olmadığını vurguluyor. Azgelişmişliğin kaynağı, modern ekonomik yaşam açısından kritik kimi alanlarda Ortaçağ şartlarına uyarlanmış Islam hukununun değişen şartlara ayak uyduramamasıydı. Ortaçağ’da yüksek bir refah düzeyi sağlayan İslam kurumları, modern ekonomik yaşamın özel sermaye birikimi, kalıcı şirket, seri üretim ve gayrişahsi ticaret gibi özelliklerinin ortaya çıkışını yavaşlatarak, hatta kimi bağlamlarda önünü tıkayarak, gelişimi engellemeye başladı.
19. yüzyıldan itibaren Ortadoğu ülkeleri modern ekonominin kilit kurumlarını ithal ettiyse de bölge ekonomisi açılan uçurumu henüz kapatabilmiş değil. Üstelik kestirme bir çözüm yok. Ortadoğu’nun eski kurumlarından miras kalan ve günümüzde bölgenin ayırıcı özellikleri olan düşük güven duygusu, yaygın yolsuzluk ve zayıf sivil toplum gibi engellerin aşılması kuşaklar sürecektir.
Yollar Ayrılırken İslam dünyasındaki sekülerlik yanlılarının bile ele almakta duraksadığı bir konuda açık sözlü ve dürüst bir tartışmanın önünü açıyor.