6 Mayıs 1856''da Avusturya İmparatorluğu''nun bugün Çekoslovakya''da yer alan Pribor şehrinde doğmuş ve 23 Eylül 1939 yılında İngiltere''de ölmüştür. Psikoanalizin kurucusu olan Avusturyalı nörolog , yalnızca psikolojiyi değil, sanat, eğitim, antropoloji gibi alanları da derinden etkileyen ve geniş tartışmalar yaratan psikanaliz kuramıyla 20 yüzyıla damgasını vuran düşünürler arasında yer al ir. Hastayı konuşturarak tedavi yöntemini geliştirdi Freud, hipnozun geçici iyileşmeler sağladığını görünce bu yöntemi bıraktı ve psikanaliz tekniğinin temel öğesi olan serbest çağrışım yöntemini geliştirdi. Bu tedavi yönteminde hasta bütünüyle gevşeyerek ve çağrışım zincirlerini izleyerek düşünce ve anılan arasında dolaşıyor, sonunda kendisini rahatsız eden sorunla ilintili bir noktaya geliyordu. Hastalar üzerinde çalışmaları sonucunda, nevrozun temelinde cinsel çatışmaların yattığı konusundaki inancı pekişti. Histerinin ise çocuklukta yaşanan sarsıcı bir cinsel deneyimden, (aile bireylerinden birinin cinsel saldırısı) ortaya çıktığına inanıyordu; pek çok hastasından benzer bir öykü dinlemişti. Ama sonra çok önemli bir şey keşfetti: Hastalarının anlattığı öyküler uydurmaydı ve böyle bir saldırıya hiç uğramamışlardı. Böylece çalışmalarını çocukluktaki cinsel fanteziler üzerine yoğunlaştırdı. 1897''de sistemli biçimde kendi kendini analiz etmeye başladı ve Odeipus kavramını geliştirdi. Bu yıllarda bir yandan da Düşlerin Yorumu adlı yapıtını yazıyordu. Yapıtında, rüyaların temel işlevinin isteklerin doyurulması olduğunu, bu isteklerin rüyalarda, yoğunlaşmış ya da yer değiştirmiş biçimlerde dışa vurulduğunu ve bilinçdışı mekanizmalarla çeşitli simgeler biçiminde ortaya çıktığını öne sürdü.